Yüksel Baysal, Operasyon Gazeteciliğiyle Dost Ateşi Açmak Kimseye Yakışmaz!
Bursa’da gazetecilik kisvesi altında yürütülen politik mühendisliğin en taze örneğini bugün Yüksel Baysal’ın kaleminden okuduk.
“Mustafa Bozbey’e dokunan yanar” başlıklı yazı; güya Bozbey’i savunur gibi yapıp, satır aralarına sinsice zehirli oklar yerleştiren bir dost ateşi örneğiydi. Yazının ilk cümlesinden son paragrafına kadar, neyin hedef alındığı, neyin amaçlandığı, hangi siyasi denklemde kime gözdağı verildiği ayan beyan ortada.
Valiliğin 5 günlük eylem yasağından girip, Bursaspor taraftarından çıkıp, Recep Altepe’yi araya sıkıştırıp, Bozbey’in görevden alınabileceğini ima eden bir yazı bu… Fakat yazının asıl derdi ne eylem yasağı, ne Bursaspor, ne de Altepe. Yazının kodları açık: “Bozbey’in ipini kim çeker?” sorusunu tartıştırmak ve kamuoyuna zemin hazırlamak.
Yüksel Baysal, daha düne kadar Faruk Çelik’in kanalında, “Mustafa Bozbey’e operasyon yapılmaz, bakan bey müsaade etmez” diye teminat verir gibi konuşan bir gazeteci değil miydi?
Bugün ise aynı isim, “Bozbey’e dokunan yanar” diyerek başlayan yazısında, Bozbey’i öveceğim derken göreve geldiğinden bu yana hiçbir şey yapmadığını söylüyor.
Peki soruyoruz:
• Madem Bozbey hiçbir şey yapmadı, neden bu kadar zamandır sessiz kaldınız?
• Neden şimdi, neden bu tonlamayla?
• Birilerinin kulağına “ayar” mı veriyorsunuz?
Mustafa Bozbey’e dokunan yanar ne demek?
Dahası var…
Bursaspor gibi milyonların hassasiyetle sahiplendiği bir değer, siyasi mesajlarınıza dekor yapılmış. Taraftarın duygularına sığınarak hedef şaşırtmak ve meşruiyet devşirmek en hafif tabirle ahlaki bulanıklıktır.
Sayın Baysal, siyasi manevralarınızda Bursa’nın ortak değerlerini kullanmaya kalkmak size yakışmaz. Hele Bursaspor üzerinden hesap görmek hiç mi hiç yakışmaz. Gazeteciliği vesayet aracı gibi kullananlara karşı bu şehir artık gözünü açtı. Kaleminizin ucunda bir mesaj varsa, onu dolandırmadan verin. Ama kimseyi kullanmadan, kimseyi manipüle etmeden, araya değerleri sıkıştırmadan!
Yıllardır siyasetin gölgesinde gezinenlerin, şimdi dönüp “ben dostum” diyerek sırtına hançer saplaması ne yazık ki sıradanlaştı. Ama biz buradayız. Bu şehirde kim dost, kim operasyon gazetecisi, kim perde arkasında kimle ne planlıyor; artık herkes biliyor.
Velhasıl…
“Bozbey’e dokunan yanar” diyerek başlayan o yazı, aslında “Bozbey’i yakmaya kim hazırlanıyor?” sorusuna verilecek cevabın ta kendisidir.