Parayı Verenin Düdüğünü Çalan Aparat Gazeteciler
Bağımsız gazetecilik, bir ülkenin vicdanıdır. Ancak bazıları için bu meslek, gerçeğin peşinde koşmak değil, çıkar sahiplerinin sesi olmak anlamına geliyor. Bugün, gazeteciliğin ruhunu kaybettiği bu düzende, gerçekleri yazanlar değil, parayı verenin düdüğünü çalanlar ödüllendiriliyor.
Gazetecilik onuruyla icra edilmesi gereken bir meslekken, bazıları için sadece bir kazanç kapısı haline gelmiş durumda. Tarafsız habercilik yapanların önü kesilirken, yalakalık yapmayı meslek edinmiş kişilere türlü imkanlar sağlanıyor.
Öyle ki, basın etiğiyle uzaktan yakından ilgisi olmayan, hatta resmi basın kuruluşu bile sayılmayan mecralar, sadece belirli kişileri övdükleri için destekleniyor.
Peki, bu düzenin kazananı kim? Halk mı? Hayır
Çünkü gerçeğe ulaşamayan bir toplum, zamanla manipülasyona açık hale gelir. Kendi çıkarlarını korumak için basını dizayn edenler, yalnızca günü kurtarır ama gerçekleri sonsuza kadar saklayamaz.
Gazetecilik, güç sahiplerinin çıkarlarını korumak için değil, halkın gerçekleri öğrenmesini sağlamak için vardır. Ancak günümüz düzeninde, sorgulamayan, eleştirmeyen, sadece verilen metinleri yayımlayan “aparat gazeteciler” revaçta. Parayı verenin düdüğünü çaldığı bu sistemde, mesleğin onurunu koruyanlar ise ekonomik baskılarla susturulmaya çalışılıyor.
Ama unutmamak gerekir ki, gerçek ne kadar bastırılmaya çalışılırsa çalışılsın, eninde sonunda bir yerden su yüzüne çıkar. Ve o gün geldiğinde, düdüğü çalanların sesi de kesilecektir.
