
Özgür Özel’in Psikolojik Çöküşü mü Başlıyor?
Ekrem İmamoğlu’yla birlikte kurdukları “değişim” düzeninin altı bir bir boşaldıkça, Özgür Özel’in psikolojisinin de aynı hızla çöktüğü gözlemleniyor. Artık ne söylediğini, neye tepki verdiğini kontrol edemeyen bir genel başkan profiliyle karşı karşıyayız. Her geçen gün daha da hırçınlaşıyor, korkunun diliyle konuşuyor, sinir uçlarıyla hareket ediyor.
Öyle ki kamuoyunda yapılan yorumlara göre; bu gidişle psikolojik çöküşün eşiğindeki Özel’in akıbeti, siyasi kulislerde alaycı bir dille “yakında tımarhaneye kapatılırsa kimse şaşırmasın” cümleleriyle anılır oldu. Elbette bu sadece bir benzetme, ancak gelinen noktada CHP liderliğinin içler acısı halini özetlemeye fazlasıyla yetiyor.
Kimilerine göre Özel, Kemal Kılıçdaroğlu’na adeta diz çöküp yalvarıyor:
“Ne olur gel mahkemede bizim için konuş, bizi kurtar.”
Ancak unuttukları bir gerçek var:
Kılıçdaroğlu hayatı boyunca yalanla değil, doğrularla mücadele etti. O, kurtuluşu yalanda arayacak biri değil. Hele de başkalarının yarattığı enkazın altına kendi onurunu gömecek biri hiç değil.
Özgür Özel ve Ekrem İmamoğlu’nun CHP’yi bugün içine sürüklendiği trajikomik tabloyu anlatmak için artık siyasi analiz yetmiyor. Gerçekten, bu dönemi anlamak için psikoloji ve tiyatro bilgisi gerekiyor.