
Özgür Özel’in Entrikaları Partinin Sonunu Getiriyor ve Buna Tarih Tanıklık Ediyor.
Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) 38. Şaibeli Kurultayı, 21. yüzyıl siyasetinde bir partinin nasıl kendi kendini yok edebileceğini gösteren çarpıcı bir örnek oluşturdu. Özgür Özel ve Ekrem İmamoğlu’nun ustalıkla kurguladığı bu kurultay, adeta bir siyasi gölge yolculuğuna dönüştü.
Delegelerin, siyasi rant ve maddi çıkar karşılığında satın alındığına dair iddialar, bu kurultayı kabus gibi bir gerçeğe dönüştürüyor. Özgür Özel, liderlik iddiasıyla sahneye çıkarken, bunu destekleyecek güçlü bir vizyon veya ittifak sunmadan, sadece kendi şahsi hırslarıyla hareket ediyor gibi görünüyor. Hal böyle olunca, partinin geleceği karanlık bir uçurumun kenarına yerleşmiş durumda.
Ancak, kurultay sırasında özellikle dikkat çeken bir diğer unsur, Kemal Kılıçdaroğlu’nun mağduriyeti. Uzun yıllar boyunca CHP’yi temsil etmiş bir figür olarak, mevcut durumu sorgulanabilir bir liderlik anlayışının gölgesinde kalması, partinin bütünlüğü ve geleceği için endişe verici bir durum. Kılıçdaroğlu’nun, bu karmaşadan kurtulmak ve partiyi toparlamak için yeniden genel başkanlık koltuğuna oturması gerektiği, birçok sosyal ve siyasi analizde öne sürülmekte.
Kurultay sonrası, CHP’nin yeni bir yön bulabilmesi için mahkemelerden çıkacak kararların büyük önem taşıdığı aşikâr. Mutlak butlan kararı ile 3 Kasım 2023 tarihlerindeki genel başkanlığın Kılıçdaroğlu’na iade edilmesi, belki de CHP’nin kendini yeniden inşa etmesi için zorunlu bir adım olabilir.
Ancak söylemeliyim ki, sadece lider değişikliği ile sorunlar çözülemez. CHP, içindeki dinamiklerin sağlıklı çalışmasını sağlamalı ve her bireyin potansiyelini anlamalıdır. Aksi halde, siyasi geleceği belirsizlikle dolu bir yolculuğa mahkûm kalacaktır.
Sonuç olarak, 38. Şaibeli Kurultay, yalnızca parti içindeki çatlakları değil, aynı zamanda Türkiye’nin genel siyasi iklimini de tehdit eden bir durum yaratmıştır. CHP, eğer gerçekten kendisini yeniden inşa etmek istiyorsa, acilen cesur adımlar atmalı ve anlayışlı bir liderlik ile değişen dünya koşullarına uyum sağlamalıdır. Burada asıl sorulması gereken soru, “CHP bu fırtınadan nasıl kurtulacak?” sorusudur. Bu sorunun yanıtı, hem parti hem de ülke için kritik önemdedir.