Kurultaydan Sonra Yağan Paralar: Tesadüf mü, Sistem mi?
Türkiye siyasetinin en ilginç özelliği, hiçbir şeyin tesadüf olmamasıdır. Hele konu para ve siyaset olunca, zamanlamalar neredeyse hep “manidar” olur.
Beşiktaş Belediyesi’nde patlayan son iddianame de bunun son örneği.
Makam Şoföründen Para Trafiğine
Düşünün… Aylık maaşı 35-40 bin lira olan bir belediye şoförü, hesabına yüz binlerce lira nakit yatırıyor. Üstelik bu paralar “Papara” gibi dijital ödeme sistemleri üzerinden üçüncü kişilere aktarılıyor.
Savcılığın iddianamesinde açıkça belirtiliyor: Bu paralar, Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat’ın paralarını “aklamak” amacıyla yönlendiriliyor.
Şoför ifadesinde açık konuşuyor:
“Özel Kalem Müdürü, poşet içinde paraları getirir, hangi hesaplara yatıracağımı söylerdi. Dekontları da kendisine verirdim.”
Basit gibi görünen bir ifade ama altında koca bir düzenin işaretleri var.
İtiraf Zinciri Başlıyor
Dosyanın kilit ismi, Özel Kalem Müdürü, sonunda itirafçı oluyor. Elindeki notlar, dekontlar ve transfer listeleriyle “kimlere ne kadar para gönderildiğini” tek tek anlatıyor.
İddianamede geçen iddialara göre bu paraların bir kısmı, bazı gazetecilere ve CHP’li yöneticilere aktarılmış.
Burada artık mesele sadece bir belediyenin “iç işi” olmaktan çıkıyor.
Bu tablo, siyasetin finansmanının, etik sınırların ne kadar kolay aşıldığını da gösteriyor.
Zamanlama “Manidar”
Peki, bu para trafiği ne zaman başlamış?
İddianameye göre, 2023 Kasım ayı.
Yani tam da CHP’nin tartışmalı 38. Olağan Kurultayı dönemine denk geliyor.
O günlerde partide kıyasıya bir koltuk mücadelesi yaşanıyordu.
Ve bugün ortaya çıkan tablo, “kurultaydan sonra para yağmuru gibi bir hareketlilik” yaşandığını doğruluyor.
Tesadüf mü, yoksa siyasetin karanlık mutfağında pişirilen bir plan mı?
Siyaset ve Para İlişkisi
Beşiktaş dosyası, aslında Türkiye’de siyaset ile paranın nasıl iç içe geçtiğini bir kez daha hatırlatıyor.
Bir yanda “temiz siyaset” çağrıları, diğer yanda kamu kaynaklarının kimlere, hangi amaçlarla aktarıldığı sorusu…
İronik bir şekilde, halkın cebinden çıkan paralar yine “siyasi güç savaşlarının” içine gömülüyor.
Sonuç: Aynı Film, Yeni Oyuncular
Bugün Beşiktaş Belediyesi konuşuluyor, yarın başka bir kurum.
Ama senaryo hep aynı:
Birileri kazanıyor, birileri susuyor, birileri de “bizden değilse yargılansın” diyor.
Ancak bu defa tablo biraz farklı olabilir.
Çünkü kamuoyu artık bu hikâyeleri ezbere biliyor.
Ve belki de ilk kez, “temiz bir siyaset” arayışını sadece duygusal değil, ahlaki bir zorunluluk olarak görmeye başladı.
Son söz mü?
Para her zaman iz bırakır.
Sorun, o izleri takip etmeye cesaret eden kaç kişi kaldı?..
