Fay Hattının Üzerine Kurulu Kader Bursa 53. Asliye’de Başlayan Sessiz Deprem
21 Nisan 2025 tarihinde Bursa 53. Asliye Ceza Mahkemesi’nde açılan bir dava var. Sessiz sedasız başladı, yerel medya neredeyse üç maymunu oynuyor. Ama biz biliyoruz ki bu dava, sadece bir “yapı kullanma ruhsatı” meselesi değil; bu dava, Bursa’nın vicdanıdır. Ve bu dava, şehrin kaderini belirleyecek kadar derindir.
Davanın görünürdeki konusu Nilüfer’de verilen 1965 + 700 adet usulsüz yapı kullanım ruhsatı. Rakam ürkütücü, ama asıl korkutucu olan, bu ruhsatların bir kısmının doğrudan aktif fay hattının üzerine verilmiş olması. Ve bu izinlerin rüşvet ve çıkar karşılığında dağıtıldığı iddiası… Bunu yapanlar, belli ki bir gün Bursa’nın mezarlığa dönüşmesini umursamayacak kadar duyarsız, kayıtsız ve sorumsuz.
Ruhsat Karşılığı Ölüm
Sadece beton değil, yalan da dökülmüş bu şehirde temellere. Bu evlerde oturanlar, bir ev sahibi olduklarını sanırken, aslında ölümle iç içe bir hayat satın aldılar. Şimdi düşünün: Bu mahkemenin sonucunda yıkım kararı çıkarsa, bu dairelerin mağduriyetini kim üstlenecek?
Rüşveti veren müteahhit mi?
Rüşveti alan belediye yetkilisi mi?
Yoksa her zaman olduğu gibi olan yine gariban vatandaşa mı olacak?
Çünkü işin teknik boyutu da en az etik boyutu kadar karanlık. Konuya vakıf bir uzmanın da dediği gibi:
“İmar ruhsatları örneğin beş kat 40 daire verilmiş bir yerde temel ona göre atılır. Siz bu temelin üzerine 7 kat çıkarsanız ve 60 daire yaparsanız, temel en ufak bir sallantıda o yapıyı taşımaz, yapı yıkılır. Olayın vehametini şimdi daha iyi anlıyor musunuz?”
Deprem Gelirse “Mazeret” Gösterilemeyecek
Davanın en çarpıcı yanıysa sanıklar. Bugün Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı olan Mustafa Bozbey ve eski Nilüfer Belediye Başkanı Turgay Erdem… Her ikisi de mahkemeye mazeret bildirerek katılmadı.
Fakat soralım: Deprem mazeret kabul eder mi? İnsan hayatı mazeretle geçiştirilebilir mi?
Adaletin karşısına çıkmaktan geri duranlar, halkın vicdanında çoktan yargılanmaya başlar. Çünkü bu dava, sadece iki ismi değil, bütün bir sistemin çürümüşlüğünü sorgulatıyor.
Soru Basit: Bu Sessizlik Neden?
Sosyal medyada Bursaspor eski başkanı Emin Adanur, bu dosyayla ilgili önemli bilgilere sahip olduğunu ve ifade vermeye hazır olduğunu yazdı. Umuyoruz ki bu cesur çıkış, başka sessizliklerin de çözülmesine vesile olur.
Fakat asıl soru şu: Bu dava neden konuşulmuyor? Neden Bursa’daki medya büyük bir kısmıyla suskun? Bu suskunluğun arkasında korku mu var, çıkar ilişkileri mi, yoksa alışılmış bir duyarsızlık mı?
Bu dava sadece yapıların değil, vicdanların da depreme dayanıklılığını test edecek.
Ve Unutmayın:
Birinci derece deprem bölgesindeki Bursa’nın kaderi artık yalnızca hâkim kürsüsündeki birkaç vicdanın terazisine kaldı.
O terazinin bir yanına rant, bir yanına insan canı koyuldu. Bakalım hangi taraf ağır basacak?
