İçeriğe geç

CHP’de ‘Mutlak Butlan’ çıkarsa Kılıçdaroğlu ve Özel’in hesapları ne?

CHP’de “Mutlak Butlan” çıkarsa Kılıçdaroğlu ve Özel’in hesapları ne?

CHP’de genel başkanın değiştiği 2023 kurultayına “şaibe karıştığı” iddiasıyla açılan dava 30 Haziran Pazartesi günü Ankara 42. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülecek.

Davadan “mutlak butlan” yani kurultayın yok sayılması kararı çıkması halinde Kemal Kılıçdaroğlu yeniden genel başkanlığı alabilir.

CHP yönetiminin, bir heyet göndererek “görevi kabul etmemesi” için nabız yokladığı Kılıçdaroğlu’nun olumsuz yanıtı ile “diyalog” arayışı şimdilik sonuçsuz kaldı.

Bu durum CHP’de, “Kılıçdaroğlu yönetimi mi, kayyum mu?” tartışmasını alevlendirirken, iki kesim de olası “mutlak butlan” kararına karşı hazırlık yapıyor.

Diyalog girişimleri sonuçsuz kaldı

Bu çerçevede Kemal Kılıçdaroğlu 12 Haziran’da Silivri’deki Marmara Kapalı Cezaevi’ne giderek Ekrem İmamoğlu ile görüştü.

Sonrasında İmamoğlu ile CHP Genel Başkanı Özgür Özel bir görüşme gerçekleştirdi.

Bu görüşmelerde talep Kılıçdaroğlu’nun kurultayla ilgili şaibe iddialarını reddetmesi, bununla ilgili açıklama yapmasıydı.

Ancak Kılıçdaroğlu bunu kabul etmedi.

Bunun üzerine İmamoğlu’nun girişimiyle 23 Haziran Pazartesi günü Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer ve Parti Meclisi üyesi Engin Özkoç’tan oluşan bir heyet Kılıçdaroğlu’nu ziyaret etti.

Heyet, Kurultay’dan “mutlak butlan” kararı çıkması halinde Kılıçdaroğlu’na bu görevi kabul etmeyeceğini önceden açıklaması ricasında bulundu.

Kemal Kılıçdaroğlu, görevi kabul etmemesi halinde partiye “kayyum atanacağını” düşündüğünü ifade ederek “Böyle bir riski partim adına alamam” dedi ve teklifi reddetti.

Kılıçdaroğlu, İmamoğlu ve Özel arasında yeni bir görüşme trafiği bu aşamada zor görünürken, her iki kanatta da 30 Haziran’daki duruşma için farklı hesaplar ve planlamalar yapılıyor.

“Kemal Kılıçdaroğlu kurultaya gider, yeniden aday olmaz”

Kılıçdaroğlu’na yakın isimlere göre, “mutlak butlan” kararı çıkması halinde “kayyumun önüne geçmek için Kılıçdaroğlu mecburen bu görevi kabul edecek”.

Kılıçdaroğlu’nun görevi tekrar devralması halinde izleyeceği strateji ise şöyle anlatılıyor:

“Kılıçdaroğlu partiyi olağan kurultaya götürmek durumunda. Davadan mutlak butlan kararı çıkması halinde, mevcut delegelerle bir kurultay yapamazsınız, çünkü mahkeme delegenin iradesi sakatlanmış diyor.

“O nedenle bir olağan kurultay süreci başlatılır. Partiyi güvenli limana ulaştırana kadar görevinin başında kalır. Biz 60 gün içinde ilçe kongrelerimizi yaparız, bu çok uzamaz, belki üç ayda kurultaya gidilir ve Kemal Bey de bu kurultayda aday olmayacağını açıklar.”

Yeni parti kurma ihtimali de tartışılıyor

Özgür Özel yönetimine göre ise Kılıçdaroğlu, “partiyi bırakmamak üzere gelme” hesabı yapıyor.

Kılıçdaroğlu’nun kurultayı zamana yayarak olağan kurultay takvimiyle, parti örgütlerini ve yönetimi kendisine göre dizayn edeceği savunuluyor.

Özgür Özel yönetimi, “yeni parti kurarak mücadele, kurultay delegelerinin imzasıyla yeni bir olağanüstü kurultay” seçeneklerini de masada tutuyor.

Kılıçdaroğlu’nun “görevi kabul etmeyeyim de partiyi kayyuma mı teslim edeyim” yaklaşımının doğru olmadığını belirten bazı parti yöneticileri şu görüşü savunuyor:

“Aslında Kılıçdaroğlu da böylece iktidarın kayyumu haline gelmiş olmayacak mı? Kayyum, 45 gün içinde partiyi mevcut delegelerle kurultaya götürmek için atanır. Ama Kılıçdaroğlu, partiyi yönetmek, kendine göre dizayn etmek için geliyor.”

“Kılıçdaroğlu genel merkeze sokulmayacak”

Özgür Özel’i destekleyen Parti yönetimi, “mutlak butlan” kararı çıkması çıkması halinde Kılıçdaroğlu ve ekibini, “her ne pahasına olursa olsun” genel merkeze sokmayacaklarını ifade ediyor.

Kılıçdaroğlu ekibi ise bu tartışmaların birkaç gün içinde çözüleceği görüşünde.

Kılıçdaroğlu’nun partiyi yönetmesi için bir genel merkeze ihtiyacı olmadığını savunan bazı isimler, “Siyasi partiler genel merkez binasından ibaret değil. Bir iki gün gerilim kavga olur, birkaç gün sonra iki genel başkan buluşurlar ve mutlaka kendi aralarında bir uzlaşmaya varırlar” görüşünü dile getiriyor.

Kılıçdaroğlu’nun dava öncesinde “görevi kabul etmemeye” dönük bir uzlaşma içinde olmayacağı belirtilerek, “Çünkü davanın tarafı Kılıçdaroğlu, biz değiliz, davayı açan da biz değiliz, değişimciler. Birbirlerine düştüler” yorumu yapılıyor.

Seçmen tepkisi ne olur?

CHP yönetimi, Kılıçdaroğlu’nun partinin başına geçmesi halinde, partinin oylarında dramatik düşüş yaşayacağını, büyük bir sarsıntı geçireceğini savunuyor.

Ancak Kılıçdaroğlu’nun nihayetinde bir “kurultay kararı” almak zorunda olduğuna işaret eden bazı parti kurmayları, “Özgür Özel, Atatürk’ten sonra oybirliğiyle seçilmiş bir genel başkan. Örgütte, İnönü’nün de Ecevit’in de olmadığı bir desteğe sahip. Parti bir deprem yaşar ama sonra Özel çok güçlü gelir ve parti toparlanır” yorumunu yapıyor.

Parti yönetiminde ağırlıklı görüş, Kılıçdaroğlu’nun partinin başına geçse bile “parti örgütleri ve kamuoyu tepkisi nedeniyle partiyi yönetemeyeceği” yönünde.

Genel merkez, böyle bir durumda, Kılıçdaroğlu’nu parti merkezine sokmamanın yanı sıra, kamuoyu tepkisini büyütmek için milletvekilleri ve her kademe parti örgütlerinin tepkisini örgütlemeyi planlıyor.

Kılıçdaroğlu ekibi de ilk başta hem parti içinde hem de seçmen tepkisi açısından sarsıntı yaşanabileceğini ifade ediyor.

Ancak, Kılıçdaroğlu’nun yapacağı ilk açıklamayla, “partiyi güvenli limana taşımak üzere görevi devraldığı ve kurultayda yeniden aday olmayacağını ilan etmesi halinde” bu krizin aşılacağı düşünülüyor.

Mutlak butlan kararı çıkar mı?

CHP’de 30 Haziran davasından “mutlak butlan” kararı çıkıp çıkmayacağı en çok tartışılan konu.

Kemal Kılıçdaroğlu ekibi, davadan “mutlak butlan” çıkacağından neredeyse emin.

Ancak bu kararın 30 Haziran’da değil, Temmuz’un ilk haftasına kalabileceği yorumu yapılıyor.

30 Haziran’daki duruşmada mahkeme heyetinin, sanıklara “son sözlerini” soracağı ve bunun için de “15 günü geçmeyen bir süre verebileceği” ifade ediliyor.

Kılıçdaroğlu’na yakın bir milletvekili, “15 günlük süre 15 Temmuz’da doluyor. Muhtemelen Temmuz’un ilk yarısında bir tarihe gün verilir ve son sözlerden sonra mahkeme kararını açıklar” yorumunu yapıyor.

CHP yönetimine göre “hukuki” olarak davayı görecek olan 42. Asliye Hukuk mahkemesi, “mutlak butlan” gibi bir karar veremez.

Özel yönetimi bu davayı, “siyasi bir dava” olarak görüyor ve iktidar baskısıyla mahkemenin böyle bir karar alması ihtimaline karşı önlem almak gerektiği düşünülüyor.

CHP’li bazı hukukçular ise mahkemenin cezalandırma yoluna gidemeyeceğini ve bu çerçevede bir “ihtiyati tedbir” olan “mutlak butlan” kararı alamayacağını savunuyor.

Bazı hukukçular ise mahkeme “mutlak butlan” kararı alsa bile bunun yürürlüğe girmesinin temyiz aşamasıyla, yani istinaf ve Yargıtay süreçlerinin tamamlanmasından sonra olacağını düşünüyor.

Bu görüşü savunanlar, böyle bir durumda dava sonucunun iki yıldan önce kesinleşmesinin zor olduğuna dikkat çekerek, Kılıçdaroğlu’nun 30 Haziran’da “mutlak butlan” kararı verilse bile partinin başına geçemeyeceğini savunuyor.

Kategori:Genel
Webixmo tarafından geliştirilmiştir.