CHP Bursa’da Kongre Öncesi Toz Duman: Kim Kiminle, Ne İçin?
Bursa siyasetinde şu sıralar öyle bir tablo var ki,
at iziyle it izi birbirine karışmış durumda!
Kapalı kapılar ardında öyle ittifaklar, öyle gizli pazarlıklar dönüyor ki,
CHP’nin il kongresi öncesi ortalık resmen kaynıyor.
Bakın açık söyleyeyim;
Bu partide yıllarca siyaset yapmış, yönetim kademelerinde bulunmuş bazı isimlerin
bugün yeniden sahneye dönme gayreti, artık siyasetin doğallığı değil, bir operasyona dönüşmüş durumda.
Ve bu operasyonun hedefinde “delege algısını yönetmek” var!
Yalan Üzerine Kurgulanan Siyaset
Son bir haftadır öyle bir rüzgâr estiriliyor ki;
bir yanda “biz artık siyaseti bıraktık” pozları veren eski başkanlar,
öte yanda kulislerde gizli gizli “aday mühendisliği” yapıyorlar.
Evet, isimleri saklı değil: CHP Nilüfer İlçe eski başkanları Mehmet Turan Tansal ve Fırat Yılmaz.
Bu iki isim, geçmişte hakkında “bir halt olmaz” dedikleri Nihat Yeşiltaş için
bugün adeta seferber olmuş durumda!
Kulislerde koşuşturuyor, delegeyle temas kuruyor,
“karşısına aday çıkmasın” diye harıl harıl çalışıyorlar.
İronik değil mi?
Sözde siyaseti bırakmış, hatta Yeşiltaş’a mesafeli duran bu isimler,
şimdi perde arkasında aynı Yeşiltaş’ı “güçlü aday” gibi pazarlamaya çalışıyorlar.
Ve işin en vahimi:
Bu algı oyununda bazı belediye başkanlarının ismi de
“dayanak” olarak kullanılmaya başlanmış.
⸻
“Tüm Başkanların Adayı” Yalanı
Kulislerde öyle bir söylem dolaşıyor ki;
güya Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey,
Osmangazi Belediye Başkanı Erkan Aydın ve
diğer belediye başkanları
Nihat Yeşiltaş’ın arkasındaymış!
Açık söylüyorum: Bu, yalanın kuyruklusudur!
Algı yaratmak siyasetin en tehlikeli, en ahlak dışı yöntemidir.
Ve ne yazık ki bazı eski başkanlar bu yöntemi benimsemiş gibi duruyor.
Oysa 39. Olağan İlçe Kongreleri sürecinde Mustafa Bozbey’in
hiçbir adaya taraf olmadığını gördük.
Bozbey siyasette deneyimli bir isimdir;
taraf olmanın örgüt içi dengeleri nasıl bozacağını herkesten iyi bilir.
O yüzden ben açık yüreklilikle söylüyorum:
Bozbey’in bu süreçte taraf olacağına inanmıyorum.
Hele ki hakkında “siyasi partiler kanununa muhalefet ve seçime hile karıştırmak” iddiasıyla
tedbirli yargılanma talebi bulunan bir ismin arkasında duracağını
asla düşünmüyorum.
Aynı şekilde Erkan Aydın’ın da bu hataya düşmeyeceğini biliyorum.
Çünkü Aydın da siyasette “algı değil icraat” ekseninde yürüyenlerden.
Kısacası, iki ismin de siyaseten ve ahlaken böyle bir destek içinde olmasını
ne doğru bulurum, ne de inandırıcı.
⸻
Kulislerin Gölgesinde Kaybolan Ahlak
Ne yazık ki CHP Bursa örgütünde bugün yaşanan tablo,
bir dönemin parti kültüründen çok uzak.
Bir zamanlar “örgüt iradesi” denilen o kavram,
şimdi “delege mühendisliği” adıyla kulis odalarına hapsolmuş durumda.
Yalanla, algıyla, etiketle inşa edilen siyaset,
kısa vadede kazandırabilir belki;
ama uzun vadede hem kişiye hem partiye kaybettirir.
Benim duruşum net:
Bugün doğru yapanın yanında olurum,
yarın yanlış yapanın karşısında dururum.
İster Nihat Yeşiltaş olsun, ister Bozbey, ister Aydın…
Eğer biri bu kente, bu partiye ya da bu halka zarar verecek bir adım atarsa,
ilk eleştiriyi yine bu köşeden ben yazarım!
Ama şu da net:
Bursa’nın CHP’si, entrikalardan değil, dürüst emekten güç kazanır.
Ve kongre salonuna taşınacak olan şey,
kulislerde fısıldanan yalanlar değil,
örgütün vicdanı olmalıdır.
⸻
Son söz yerine
Bursa siyasetinin kalbi bir kez daha hızla atıyor.
Kongre yaklaştıkça kimlerin hangi hesapların peşinde olduğu daha da netleşiyor.
Ama ben yine de umudumu yitirmiyorum.
Çünkü her karanlık kulisin bir sabahı,
her yalan algının bir çöküş anı vardır.
Ve o an geldiğinde, kimin gerçekten örgüt için,
kimin sadece koltuk için mücadele ettiğini herkes görecek.