CHP Arınmıyor, Çürümeyi Koruyor
Ekrem İmamoğlu etrafında şekillenen ve kamuoyuna yansıyan suç örgütü iddiaları her geçen gün daha da derinleşirken, Cumhuriyet Halk Partisi yönetiminin sergilediği tutum artık basit bir siyasi tercih olarak açıklanamaz hâle gelmiştir. Parti yönetimi, iddiaların üzerine gitmek yerine, arınma çağrısı yapanları tasfiye etmeyi tercih etmektedir.
Bu tablo CHP’nin kuruluş ilkeleriyle bağdaşmadığı gibi, partiyi açık şekilde suç iddialarının siyasi koruma altına alındığı bir yapıya dönüştürme riskini barındırmaktadır.
Bu sürecin en kritik ve görmezden gelinemez ayağı ise 38. Olağan Kurultay dosyasıdır.
Ankara Asliye Ceza Mahkemelerinde devam eden yargılamalarda; kurultay delegelerinin iradelerini değiştirmeleri amacıyla rüşvet, makam, mevki ve çeşitli menfaatlerin dağıtıldığına ilişkin ciddi iddialar bulunmaktadır. Bu dosya, münferit bir “kurultay usulsüzlüğü” olarak ele alınamaz.
Çünkü iddialara göre, delege iradelerini satın almak amacıyla dağıtılan paraların kaynağı; Ekrem İmamoğlu suç örgütü dosyasında yer alan yolsuzluk ve usulsüzlük iddialarıyla bağlantılı finansal yapılardır. Bu kaynakların, CHP’nin yeniden dizayn edilmesine yönelik planlı bir siyasi operasyonun finansmanı olarak kullanıldığı ileri sürülmektedir.
Bu nedenle söz konusu kurultay davası, hukuken ve fiilen Ekrem İmamoğlu suç örgütü dosyasından bağımsız değildir.
Yapılması gereken açıktır:
Ankara Asliye Ceza Mahkemelerinde görülen 38. Kurultay dosyası, maddi ve örgütsel bağlar dikkate alınarak, dosya bütünlüğü sağlanmak suretiyle İstanbul Ağır Ceza Mahkemelerinde görülen ana dosya ile birleştirilmelidir.
Aksi hâlde yargılama parçalanacak, maddi gerçek karartılacak ve zincirleme suç iddialarının üzeri örtülecektir.
Daha da vahimi şudur:
Parti yönetim kadrolarının oluşum biçimi, kurultay sürecindeki iddialar, perde arkası güç ilişkileri ve son dönemde gündeme gelen casusluk iddiaları birlikte değerlendirildiğinde; mesele artık yalnızca bir parti içi hukuk sorunu değil, milli güvenlik boyutu olan ciddi bir kamu sorunu hâline gelmiştir.
Bu noktada yetkili mercilere düşen görev nettir:
Hakkında ağır suç isnatları bulunan, siyasi dokunulmazlık ve parti koruması zırhı altında tutulan isimlerin dokunulmazlıkları derhâl kaldırılmalı; yargı süreçlerinin önündeki tüm engeller temizlenmelidir.
CHP arınmadıkça, bu yükten kurtulamaz.
Hukuk işletilmedikçe, çürüme derinleşir.
Ve çürüme derinleştikçe, bedel sadece bir partiye değil, devlete ve topluma ödetilir.