⚖️ Cemal Enginyurt’un Danışman Tercihi ve Liyakatin İflası
✍️ Murat Çultu
🔥 Pusula Artık Kuzeyi Göstermiyor
Artık şaşırmıyorum.
Cemal Enginyurt, siyasetin renkli figürü olmaktan çıkıp, her geçen gün ciddiyetini kaybeden bir portreye dönüşüyor.
Fakat bu kez mesele bir çıkış, bir gaf ya da bir televizyon şovu değil.
Bu kez karşımızda, devlet ciddiyetinin, toplumsal duyarlılığın ve liyakat kavramının mezar taşına kazınmış bir karar var.
⚠️ Geçmişi Unutanlar, Geleceği Yönetemez
CHP Milletvekili Cemal Enginyurt, danışman olarak 2019 yılında TBMM’ye taşınan cinsel saldırı iddialarının odağındaki Cem Tekinoğlu’nu seçti.
O dönemde HDP’li 7 kadın milletvekili, konuyu İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya soru önergesiyle taşımış; dosya kamuoyunda geniş yankı bulmuştu.

Aradan yıllar geçti.
Ne kamu vicdanı bu iddiaları unuttu, ne de toplumun adalet beklentisi azaldı.
Ama Cemal Enginyurt belli ki unuttu.
Unutmakla da kalmadı — geçmişin gölgesini bugününe taşıdı.
Bu ülkede liyakat değil, sadakat ödüllendiriliyor.
💣 Liyakatsizlik: Yeni Siyasi Salgın
Bir ülke, liyakati değil sadakati kutsarsa, çürüme artık bireysel değil, kurumsal hale gelir.
Bugün Türkiye’de siyaset, “benim adamım” mantığına teslim edilmiş durumda.
Cemal Enginyurt’un danışman tercihi bunun en çarpıcı örneklerinden biri.
Kadın hakları, toplumsal duyarlılık, etik siyaset gibi kavramların dilde kaldığı; icraatta ise koltukların ahbaplara devredildiği bir dönemden geçiyoruz.
Ve Enginyurt’un bu tercihi, bana göre sadece kendi kariyerini değil, temsil ettiği partiyi de utandıracak bir adımdır.
🧩 Siyasal Ahlakın Çöküşü
Bir milletvekili danışmanını sadece “yardımcısı” olarak seçmez;
danışman, vekilin aynasıdır.
O aynada bugün gördüğümüz şey; bulanık, kirli ve samimiyetten uzak bir yüz.
Enginyurt, topluma örnek olması gereken bir konumda, geçmişi tartışmalı bir ismi yanına alarak siyasi etik denen şeyi resmen çöpe attı.
Bu tablo, siyasetin kendi iç denetimini kaybettiğinin somut göstergesidir.
Şaşırmak artık lüks, öfke bile rutin hale geldi.
⚔️ Son Söz: Bu Ülke Daha İyisini Hak Ediyor
Ben Murat Çultu olarak inanıyorum ki;
adalet, liyakat ve vicdan kavramları bu ülkenin en büyük sermayesidir.
Bir milletvekili, hakkında ağır iddialar bulunan birini “danışman” yapıyorsa, burada sadece bir kişinin değil, tüm sistemin ayıbı vardır.
Liyakatin öldüğü yerde, adalet nefes alamaz.
Ve adaletin boğulduğu bir ülkede, hiçbir meclis, hiçbir koltuk meşru değildir.
✒️ Kalem kırıldıysa, söz de keskinleşir.
Bu yazı, o kırık kalemin ucundan dökülen bir vicdan çağrısıdır.
🕯️ Murat Çultu
