İçeriğe geç

Asansörle Rantın Zirvesine Çıkmak!

Asansörle Rantın Zirvesine Çıkmak!

🧱 “Şadi Özdemir – Erdal Akaltun Kardeşliği: 

Benim köşe kalemimden, Bursa’dan bir haykırış…

Bursa son yıllarda öyle bir tablo çiziyor ki, sanırsınız şehir değil; bir ihale haritası, bir dostluk ekonomisi laboratuvarı. Ve bu haritanın merkezinde hep aynı iki isim dönüp dolaşıp karşımıza çıkıyor: Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir ve onun “kadim dostu”, “mütevazı müteahhit” olarak tanıtılan Erdal Akaltun.

İkisinin hikâyesi aslında bir dostluk öyküsü değil; siyasetle ticaretin el ele tutuşup kamu kaynaklarını “aile serveti” gibi paylaştığı bir düzenin özeti.
Eskiden “bizim mahalleden olsun” diye başlayan kayırma ilişkileri, artık “bizim daireden kimin payı kaldı” noktasına gelmiş durumda.


🧭 Rantın Asansörü Nerede Durur, Şadi Bey?

Bakın, Bursa’da herkesin dilinde aynı soru:
“Neden her ihalenin ucunda Erdal Akaltun çıkıyor?”

Nilüfer Belediyesi’nin asansör protokolünden, Gemlik’teki yeni asansör ihalelerine kadar…
Bu dostluk artık “iş ilişkisi” boyutunu geçmiş, rant kardeşliğine dönüşmüş durumda.

Eskiden dostluk, kahve sohbetiyle ölçülürdü;
şimdi dostluk, kaç milyonluk işin altına imza atıldığıyla ölçülüyor anlaşılan.

Kâğıt üzerinde ayrı gözüküyorlar evet, ama şehirde kimse inanmıyor.
Herkesin dilinde şu cümle:

“Şadi verir, Erdal alır… sonra herkes susar.”

Ve işte tam da bu yüzden Nilüfer Belediyesi’ne dair güven yerle bir oldu.
Kentin batısında yükselen her asansör, halkın vicdanında bir ahlak çöküşünü daha yukarı taşıyor.


📉 Halk Yokuşta, Onlar Asansörde

Erdal Akaltun’un aldığı işler milyonluk…
Ama o milyonların hesabı halkın sırtına yükleniyor.
Esnafın, işçinin, taşeronun hakkı kuruş kuruş kesilirken, bu dostluk her geçen gün büyüyor.

Soruyorum açıkça:
Bu nasıl bir tesadüf zinciridir ki,
her kritik ihalenin kazananı hep aynı kişidir?
İhale komisyonlarının başında hangi akrabalık bağı, hangi siyasi referans durur?

Nilüfer halkı artık bu “tesadüfleri” yemiyor.
Artık herkes biliyor ki bu işler dosya dosya, masa masa hazırlanıyor.
İhaleye katılan şirketlerin değil, dost meclislerinin kazandığı bir dönemi yaşıyoruz.


🧩 Belgeler, Sorular ve Sessizlik

Ortada belgeler var, tutanaklar var, hatta belediye içinden sızan yazışmalar var.
Ama Şadi Özdemir cephesinden derin bir sessizlik hâkim.
O sessizlik var ya…
İnsanı kulaklarından değil, vicdanından sağır ediyor.

Bu kadar iddiaya rağmen, bir tek açıklama yok.
Bir tek “yolsuzluk yoktur” diyemiyorlar.
Çünkü bilirler ki o cümle kurulduğu an, bütün şehir güler.


❤️ Bu Şehrin Sahibi Halktır, Dostluk Kliğini Değil

Ben bu şehirde doğdum, bu sokaklarda yürüdüm.
Ve artık şunu açık açık söylüyorum:
Nilüfer halkı, Şadi–Erdal ortaklığından bıktı!

Her köşede aynı isimler, her ihalede aynı kazananlar,
her açıklamada aynı sessizlik…

Bu şehir halkın cebinden, dost sofralarına taşınan rantla büyümüyor;
aksine, çöküyor!

Bir zamanlar örnek gösterilen Nilüfer Belediyesi,
bugün “dostluk imparatorluğu” haline geldiyse,
bu sadece siyasi değil — ahlaki bir iflasın resmidir.


🔚 Son Sözüm Şu:

Bir gün bu şehirde gerçekten adalet tesis edilirse,
ihale dosyaları değil, vicdan defterleri açılacak.
Ve o gün, kimin kimle dost olduğu değil,
kimin halkın parasını koruyabildiği konuşulacak.

O güne kadar biz yazacağız, siz saklayacaksınız belki, ama tarih susmaz hele halk hiç unutmaz!

Kategori:Genel
Webixmo tarafından geliştirilmiştir.