İçeriğe geç

Rüşvetin Gölgesinde Suskun Kalemler

Rüşvetin Gölgesinde Suskun Kalemler

Dün Nilüfer merkezli, Turgay Erdem ve birçok mimar ile müteahhidi kapsayan büyük bir imar yolsuzluğu ve rüşvet operasyonu yapıldı.

Konu, kentte yıllardır konuşulan, ama kimsenin açıkça yazmaya cesaret edemediği o karanlık ilişkiler ağını gün yüzüne çıkardı.

Ancak dikkat ettiniz mi?

Bugün bazı yerel gazetelerde bu haber yoktu.

Evet, yoktu!

Sanki Bursa’da böyle bir operasyon hiç yapılmamış gibi, sayfalar sessiz, sütunlar bomboştu.

Peki neden?

Bu sessizliğin sebebi ne olabilir?

Yoksa bu gazetelerin sahipleri de müteahhit olduğu için mi kalemler kırıldı, diller tutuldu?

Yoksa “dostlar alışverişte görsün” basıncılığı yapıp, her sabah vicdanlarını manşetlere değil, reklam gelirlerine mi teslim ettiler?

Artık şu gerçeği konuşmanın vakti geldi:

Bursa basını, mürekkebi kurumuş bir aynaya dönüştü.

Kimi belediyeden ihale kovalar, kimi dost müteahhitin ilan parasına muhtaçtır.

Hal böyle olunca, şehirde ne kadar büyük bir rezalet yaşanırsa yaşansın, kimse elini taşın altına koymuyor.

Yolsuzluk haber değil, ricayla saklanan bir sır haline geliyor.

Doğruları yazamadıktan sonra, basın ne işe yarar?

Gerçekleri gizleyen, halktan saklayan bir gazete, gazete midir?

Yoksa sadece “ilan panosu” kılığında ticarethane midir?

Benim bildiğim gazetecilik, korkmadan, çekinmeden yazmaktır.

Kimin adı geçerse geçsin, kimin çıkarı zedelenirse zedelensin, kamu yararı varsa orada haber vardır.

Ama bugün Bursa’da, “kamu yararı” değil, “kimin çıkarı” belirliyor manşetleri.

Basın susarsa, halk kör olur.

O yüzden susan kalemlerin değil, konuşan vicdanların zamanı artık.

Kategori:Genel
Webixmo tarafından geliştirilmiştir.