Alkışlayın… Şadi Özdemir Siyasetin Palyaçosu Oldu!
Ben siyaset izlemeyi gençliğimden beri severim. Büyüklerimle birlikte eski mitinglere gittiğim günleri bilirim; meydanlarda insanlar bir davaya inanır, bir bayrak için coşardı. Orada gördüğüm siyasetçilerin çoğu hatalar yapmış olabilir ama en azından bir çizgileri vardı. Omurga dedikleri şey işte buydu.
Şimdi dönüp bakıyorum Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir’e… Ne yalan söyleyeyim, ben bugüne kadar böyle kıvrak siyaset az gördüm. Kıvrak diyorum ama aslında kastım ‘cambazlık’. Çünkü geçtiğimiz günlerdeki Nilüfer İlçe Başkanlığı kongresinde yaşananları izlerken aklıma ilk gelen, ip üstünde yalpalayan bir cambaz oldu.
Şadi Bey, tercihini Aytaç Şahin’den yana yaptı. Aytaç Şahin’i tanırım; belediyeden ihale almış, basın desteği görmüş firmalarla adı anılır. O yüzden ben bu tercih yapılınca içimden “Bu iş siyasetten çok ticarete çıkıyor” dedim. Hatta kendi kendime “Demek ki Şadi Bey’in yüzü partinin başarısından değil, kasadan gülecek” diye düşündüm.
Ama iş orada bitmedi. Bir de yanına aldığı isme bakın: Turgay Erdem! Hakkında imar ve rüşvet iddialarıyla “görevi kötüye kullanmak” suçundan yargılanan Nilüfer Belediye Eski Başkan’ı. Hani şu, daha düne kadar üzerine haberler yaptırıp yerden yere vurdurduğu adam… Ben yıllardır siyaseti takip ederim; dün küfrettiğinle bugün kol kola giriyorsan, buna davaya hizmet denmez. Bunun adı, düpedüz menfaat cambazlığıdır.
Tabii amaç ortada: Mustafa Bozbey’i saf dışı bırakmak. Çünkü Şadi Özdemir de, Turgay Erdem de Mustafa Bozbey’i hep “nefret objesi” haline getirmiştir. Ama siyasette bazen hesap tutmaz. Nitekim öyle de oldu. Mustafa Bozbey ve ekibi çıktı, ağırlığını koydu, desteğini verdiği Özgür Şahin seçimi aldı. Ben de orada düşündüm: İnsanın ne kadar takla attığı değil, sahada ne kadar özgül ağırlığı olduğu önemliymiş.
Asıl güldüğüm sahne ise aynı gün Yıldırım İlçe Kongresi’nde yaşandı. Nilüfer’de Mustafa Bozbey’in adayına savaş açan Şadi Özdemir, Yıldırım’da gidip Bozbey’in desteklediği Ahmet Keskin’in yanında saf tuttu! Birde üzerine fotoğraf verdi. İşte o an kendi kendime “Bu adam siyaseti değil, hokkabazlığı öğrenmiş” dedim. Bir gün içinde hem karşıt, hem yandaş olmayı başarmak… Vallahi alkışlanacak bir cambazlık ama siyaset için ‘rezillik’ ötesi bir durum.
Benim gözümde siyaset dava işidir. Dava olmayan yerde omurga olmaz, karakter olmaz. Ben yıllardır bu karakterde ne siyasetçiler gördüm; günü kurtarmak için şekilden şekle girenler… Hepsi bir süre sonra tarihin tozlu raflarına karıştı. Çünkü toplum, palyaçolardan çok, omurgalı liderleri hatırlar.
Şadi Özdemir’in yaptığı bana göre satranç değil, cambazlık değil, strateji hiç değil.
Resmen siyasi palyaçoluk.
Ve maalesef Nilüfer’de kurulan bu sirkin baş palyaçosu da bizzat kendisi.