Koltuk Tutanlar Cemiyeti, CHP’nin Vitrin Süsleri ve Sarayın Gölgesinde Değişim
“Biz halk için geldik” dediler… Geldiler, gördüler, koltuğu çok sevdiler.
Siyaset sahnesinde bazı isimler vardır, adeta çok fonksiyonlu tornavida gibidir. Hangi yuvaya sokarsan uyar. Bugün SHP, yarın CHP, öbür gün NATO, sonra da Sarıgül’ün partisinde başkan adayı. Evet, doğru tahmin ettiniz: Hikmet Çetin.Siyasetin İsviçre çakısı. Dış politikada Demirel’in sağ kolu, Baykal’ın koltuğunu geçici süreliğine tutan emanetçi, NATO’da Afganistan temsilcisi, arada da Fetullah Gülen’le çay molasında. Eksik olan tek şey herhalde MasterChef’e katılmasıydı, o da olur belki hâlâ zaman var.
Ama Hikmet Bey yalnız değil, onun kadar zarif olmasa da “koltuk tutma” sanatının emektarlarından biri daha var: Altan Öymen. O da Baykal sonrası kısa süreliğine “koltuğa dokundu” ve siyasetin doğasına uydu: Oturmadan tutmak. Koltuk dediğin zaten oturmak için değil, tutmak içindir bu memlekette. En azından Karayalçın gibi Genel Başkanlık yapmadan kendini Genel Başkan İlan etmedi.
Ve şimdi bu koltukçular kulübünün üyeleri, bir zamanlar Erdoğan’a “buyurun efendim, geçin aday olun” diyenler değil miydi? Şimdi kalkmışlar, Kılıçdaroğlu’na “git torun sev” tavsiyesi veriyorlar. Ama ne hikmetse, yürümeye dermanı kalmamış kişileri vitrine koymakta bir sakınca görmüyorlar. Tabii vitrin dediğin biraz göz alıcı olur, bunlar ise teşhirde bile yavan duruyor.
Bugün İmamoğlu’na yanaşan, dün Sarıgül’e göz kırpıyordu; evvelsi gün Erdoğan’a siyasi af çıkarıyor, daha da öncesinde Gülen’le göz göze geliyordu. Siyasette “duruş” önemliymiş… Onlar duruyor evet, ama rüzgâr nereye eserse oraya doğru eğilerek!
Şimdi çıkmışlar “değişim” diyorlar. Hani öyle böyle değil, makyaj tazelemesi gibi bir değişim. Vitrindeki eski bibloları parlatıp tekrar rafta satmaya çalışan züccaciye misali. Ama raf çöküyor artık, kimse almıyor o ürünü.
Son söz niyetine:
Koltuk değişir, tutan eller değişmez.
Vitrin süsleri tozlanır, ama onlar hâlâ kendini değerli sanır.
Ve makarna… Ah o makarna! Bir dönemin iradesini şekillendirdi, şimdi ise bazılarına hâlâ yancılık yapma gücü veriyor. Afiyet olsun.
“Bugün değişim diye pazarlanan şey, geçmişin vitrin süslerinden ibaret”