
1959 Kerkük Katliamının İzleri: Sözlü Tarih İle Gerçeklerin Peşinde
Irak Türkmenleri, Türkiye’nin tarihsel ve kültürel akrabalık ilişkisi içinde olduğu önemli bir topluluktur. Bu nedenle, Kerkük bölgesindeki Türkmenlerin durumu ve etkisi Türkiye açısından büyük bir öneme sahiptir. 14 Temmuz 1959 tarihinde gerçekleşen Kerkük Katliamı, Türkmen toplumu için derin yaralar açmış ve toplumda kalıcı travmalara neden olmuştur. Bu çalışmada, Kerkük Katliamının faili olarak gösterilenlerin ve yazılı kaynaklardaki olayların doğruluğu, sözlü tarih yöntemiyle sorgulanmaya çalışılmıştır.
Yazılı Tarihin Sorgulanması ve Sözlü Tarih Yöntemi
Kerkük Katliamı’nın tarihi kayıtları, Irak Komünist Partisi’ni (İKP) baş sorumlu olarak gösterse de, olayın tanıklarıyla yapılan görüşmeler, bu anlatının tamamıyla doğru olup olmadığını tartışmaya açmaktadır. Görgü tanıklarının ifadeleri, sözlü tarih yöntemiyle kaydedilerek, yazılı tarih ile karşılaştırılmış ve bu yöntemle yazılı kaynakların doğruluğu sorgulanmıştır.
Görgü Tanıklarıyla Yüz Yüze Görüşmeler
Çalışmanın temelini, 1959 katliamını yaşamış tanıklarla yapılan yüz yüze görüşmeler oluşturmaktadır. Bu bağlamda, Türkiye’de yaşayan katliam tanıklarıyla odak grup görüşmeleri yapılmış, tanıkların ifadeleri kayıt altına alınarak yazılı kaynaklardaki anlatılarla tutarlılığı ve tutarsızlığı tartışılmıştır. Görüşmelerde kullanılan açık uçlu sorular, olayın politik ve psikolojik boyutlarına odaklanarak, tanıkların bakış açıları, deneyimleri, duyguları ve algıları hakkında ayrıntılı nitel bilgi edinilmesini sağlamıştır.
Tanıkların İfadeleri ve Katliamın Toplumsal Hafızadaki Yeri
Görüşmelerde, tanıkların 1959 katliamında yaşadıklarını hatırlayacak yaşta olmaları ve Türkmen toplumunda aktif rol oynayan tanınmış kişiler olmalarına özen gösterilmiştir. Toplamda 10 kişiyle gerçekleştirilen ortalama 42 dakikalık görüşmelerde, 14 soru sorulmuştur. Birebir görüşme formatı sayesinde, tanıklar herhangi bir dış etkilenme olmaksızın özgürce konuşabilmişlerdir.
Elde edilen veriler, Kerkük Katliamının Türkmen toplumunun toplumsal hafızasında derin bir travma yarattığını ortaya koymaktadır. Yazılı kaynaklarda İKP genel olarak katliamın sorumlusu olarak gösterilirken, tanıkların ifadeleri Türkmenlerin İKP’yi tek başına sorumlu tutmadığını göstermektedir. Tanıkların gözünde, Barzani’ye bağlı Kürt gruplarının rolü, İKP’den daha büyük bir önem taşımaktadır.
Politik ve Psikolojik Yorumlar
Sözlü tarih yöntemiyle elde edilen bulgular, politik ve psikolojik kavramlar kullanılarak yorumlanmış ve Türkmenlerin Kürtlere olan güveninin sorgulanmasında bu olayların dikkate alınması gerektiği sonucuna varılmıştır. Katliamın ardından Türkmenlerin toplumsal yapısında meydana gelen değişimler ve davranış kalıpları, tanık ifadeleriyle desteklenerek analiz edilmiştir.
Bu çalışma, Kerkük Katliamı’nın tarihsel anlatısının sadece yazılı kaynaklarla değil, sözlü tarihle de desteklenmesi gerektiğini vurgulamaktadır. Tanıkların ifadeleri, yazılı tarihin doğruluğunu sorgulamak için önemli bir araç olmuş ve olayların farklı perspektiflerden nasıl algılandığını göstermiştir. Türkmen toplumunun hafızasında derin izler bırakan bu katliamın, toplumsal ve politik etkilerinin anlaşılmasında sözlü tarihin önemi bir kez daha ortaya çıkmıştır. Bu tür çalışmalar, tarih yazımına yeni bir boyut kazandırmakta ve toplumsal hafızanın daha kapsamlı bir şekilde ele alınmasına olanak sağlamaktadır.